13 Eylül 2009 Pazar

Gökkuşağım

(Bir önceki yazıma atfen)

Yalnızlığı sevdiğimi söylemiştim. Huzur bulduğum sessizliği...Peki insan yanında biriyle yalnız olamaz mı, o sessizliği paylaşamaz mı?

Dünden beri bunun cevabını arıyorum. Çünkü bu düşüncelerimden ötürü bir kırgınlığı var dünya üzerinde birinin bana karşı. Kendimi sorgulamama sebep oldu. Ben bir duygu insanıyım, abartı olarak söylersem aşka aşığım. Sevmeyi seviyorum, sevdiğimi de yanımda isterim. Bu kadar aşk doluyken bir insan neden yalnız olmak ister ki? Zaten aşk yoksa yalnızsındır. En azından bana göre...En sevdiğim şeylerden biri hayatı sevdiğimle paylaşmak ve ben bu paylaşımın arasında yalnızlığı aradım. Çok mu kalabalıktım ki acaba böyle düşünebildim. Yani ben, dışarda yağmur yağarken elimde sıcak çikolatamla kendimi hayal ederken pencere kenarında çok mu bencil davrandım, sevdiceğimi o anda düşünmeyerek, onu o dramatik yalnızlık tablosunun içine sokmayarak?

Tabiki hayır, defalarca hayır. Mutluluk paylaştıkça çoğalır zaten. Mutluyken, yanındaki en sıradan insana bile bulaştırırsın gözlerindeki sevinci. Kaldı ki olmak istediğin yer sevgilinin yanı her zaman. Benim o pencere kenarı zevkim, herkesin sevmediği o puslu havayı kendimle özleştirmemdi. O grilikte yakıştıramadım yanıma aşkı. Ama işte yanlışım burada oldu, o griliği renklendirmem için bana aşkın gücü lazımdı. Bense onu almamışım bile yanıma. Halbuki ben O, böyle havaları sevmez diye hiç düşünmemiştim bile onu. Dünkü kurduğum hayali gerilere atarak, hayatımın en renkli tarafını düşünüyorum şimdi.

Yine yağmur var dışarda, gökyüzü grimsi, esiyor ve yapraklar uçuşuyor havaya yakışan renk tonlarıyla. Üzerimdeki battaniye iki çift bacağı kapatıyor şimdi, sıcak çikolatamın fincanına iki dudak değiyor. Aynı sessizlik var, sevdiğim sessizlik, hafif rüzgarın sesi ve sadece yağmur düşüyor. Huzursa elimdeki kitabımdan başımı kaldırdığımda, karşılaştığım en güzel gözler. Dudakları kıpırdamasa da, gözlerinin bir çok şeyi anlattığı bir sessizliğin içindeyim. Dışarıdaki dinginliği beraber dinliyoruz. İşte yalnızlık..İki beden ama tek ruh. İkimizin dışında kimsenin olmadığı bir dünyadayız. Yalnızız ve herşeye yetiyoruz.

Yalnızlık Allah'a mahsus. Herkesin bir eşi mutlaka yaratılmış. Belki karşılaştınız o eşinizle, belki karşılaşmadınız. Ama sabredin. Yalnızlık hayali güzel gelse de, hayatınızda, böyle bir hayale alınıp kızabilecek biri olması muhteşem. Anlayın ki seviliyorsunuz ve asla yalnız kalmayacaksınız.

Başarılması gereken tek şey, tek bir ruh olabilmek. Sessiz kalınması gereken zamanlarda bunu anlamak ve sessizliği paylaşmak. Gökyüzü griyken tek başınıza, gökkuşağının "O" olduğunda var olduğunu göreceksiniz.

Hüznün rengi sonbaharsa, benim rengim gökkuşağı, aşkımın rengi.

3 yorum:

Stil Direktoru dedi ki...

Selcan hatuncum aynen öyle, bu arada aşka sevgiye güzelliklere değer vern birisin ya öpüyorum seni, unutmadan ayarlardan kelime doğrulamayı hayır yap çile kız o bizlere :(

alkım dedi ki...

hava rüzgarlı..gümüş rengi...bi bank ki oturup ömrü seyretmeli...

o rüzgarda sen varsın

Stil Direktoru dedi ki...

Selcen tamam tatlım sıra gelince konuşuruz detayları tema için aldım seni de sıraya